Hollanda'da geçirdiğim 1 yıl - Andaç Zamanı



Herkese Merhabalar.

Uzun bir aradan sonra tekrar sizinleyim. Hollanda'ya geleli  ve düzenli bir işyerinde çalışmamın da nerdeyse tam 1 yılı oldu. Bu blog'da  bu 1 yılad yaşadıklarımı özetlemeye çalışacağım

Yine Blog'a başlamadan evvel Türkiye'deki o  cömert  ve sımsıcak güneşi özlediğimi belirtmek isterim.

Hollanda'ya Aile birleşimi ( samen wonen - Evlenmeden beraber yaşama ) almaya ağustos 2018'de hak kazandım. Sonra Ankara'ya gerekli belgeleri teslim edip gereken geçici vizem elime ulaştı. Kasım 2018'de de Hollanda'ya giriş yaptım. Daha sonra hemen Hollanda'da benim için her yerde gerekli olucak MVV kartı'nı almak için randevu aldığım IND ofisine gittim. ( Görevliler tahmin edeceğiniz gibi ingilizce / Hollandaca konuşabiliyorlar ) Daha sonra Banka hesabı açtırıcaktım ama tuttuduğumuz eve taşınmayı bekledim. kasım 2018 ortasında bu tuttuduğumuz eve yerleştik ve ben yerel belediye'ye ( Gemeente ) gidip kaydımı yaptırdım. Orada bir sigorta yaptırmam gerektiği hakkında broşür vs verildi ve bu zorunlu birşey olduğu iletildi. sanırım 1 veya 1 buçuk ay sigortasız yaşadım çünkü en dandik sigorta paketi 80-90 euro idi ve cebimde  cuzzi bir harçlık ile Hollanda'ya gelmiştim. bi iş bulunca Sigorta yaptırmak istedim.

 Neyse belediye gittik kaydı yaptırdık daha sonra da ABN-AMRO adlı banka'ya bir banka kartı çıkartmaya ( hesap açtırmaya ) gittim , bana belediye'nin evime yollayacağı bir ikamet ve kayıt belgesi olmadan işlem yapamıyacaklarını belirttiler. Bu arada Banka'ya randevu alıp gidiyoruz. Ayrıca Çalışan bankacı hanımlar hemşire gibi çoğunlukta aynı kıyafeti giymesi ( bizim Türkiye'deki gibi alımlı ve sonsuza kadar bekar kalan ) Bankacı abla imajında farklı idiler.  Daha sonra Bu ikamet kağıdı gelmeyince belediye'ye 10 euro verip ikamet belgesi aldım ) bu belgeyi aldıktan  bir kaç gün sonra da  evime 5 iş gününde gelmesi gereken ikametgah belgesi  yaklaşık 7-9 günde ulaştı diyebilirim. Daha sonra banka'ya gidip işlemleri yaptık.Banka bana Türkiye'dek i mal  varlığım olup olmadığını vs sordu. Bende onlara hiç birşeyim olmadığını ilettim ( knippog knippog ) Çünkü Hollanda sizin sahip olduğunuz ve kiraladığınız şeylerden de vergi almak istediği için, kendileri de Türkiye henüz AB üyesi olmadığı için buna kendileri ulaşamayacağı için soruyor. 

Bu arada geçici 2 hafta mutfak takma, kır dök işine kayınpeder'e yardıma gittim.  onlarda bana burada karapara dedikleri yani elden yevmiye verdiler ( ama normal bir kişinin kazandığı ücrettin yarısından bile az idi ama  beni tatmin etmişti )  Bu arada internet üzerinden linked'in mi açmadım yada indeed.nl gibi sitelerden işmi bakmıyordum, açıkçası  bir iş bulmadımda değil ama Hollanda'da Ulaşım'ın pahalı ve Türkiye'deki gibi olmaması yüzünden ( Yaşadığım yerden bir 8 kişilik minibüs 2 saatte 1 geçiyor  ayrıca saatlerce dolanıyor yada tren istasyonu 2 km ötede ve 15 km mesafe tek gidiş 4 euro ) bu yüzden bu seçenekleri de zorunlu elemek zorunda kaldım.  Eğer Rotterdam ve Amsterdam merkeze yakın yerlerde iseniz aylık kartlar  yada bisiklet ile işinizi çözebilirsiniz.


bi 30 gün içinde ikamet bildirmem gerekli idi. Bizzat gitmeme gerek olmadığı için Hollanda Türkiye Konsolosluğu'nun websitesinden indirdiğim  Hollanda'da ikamet ettiğimi belirten boş şablon  formu doldurup o form bununla beraber kimlik fotokopisini Rotterdam'daki konsolosluğa yolladım. Bununda bir fotokopisini aldım. Daha sonra e-devlet'ten işlemin gerçekleştiğinin teyidini sorguladım. . Bu sayede Türkiye'den GSS gibi ıvır zıvır borç çıkmasını istemedim ama bi kötü yanı da artık Türkiye'deki sağlık hizmet imkanım kısıtlanmış gibi olmadı da değil.

Açıkcası benim için belkide kırılma noktası kendimi gösterebileceğim bir iş bulmak yada bulamamak idi. Çünkü evde 1-2 hafta iş arama süreci ayrıca Hollandaca çalışma süreci hem sıkıcı hemde demoralize edici olabilecekti. Daha sonra Hanım'ın patronunun yanına gittim, Türk bağlantıları olduğunu söyledi ve bana senin için bir şeyler  bakıcam dedi. Yine elden yevmiye işe hafta sonu yada haftada 1 kaç gün çalışmaya gittim. Sonra Hanım gel bizimle çalış dedi. Güldüm geçtim çünkü benim Türkiye'de şuana dek hiç düşünmediğim bir iş idi. Süpermarket'te çalışmak. Ayrıca Hollandacam çok iyi değil ve birde çok komik bir kostüm giymem gerekti. Komik diyorum cidden hiçbir çalışanımız o kostümü severek giymiyor özellikle kafamıza taktığımız  ' Pet yada Petje '  diye tabir edilen şapka. merak ediyorsanız  işte o kostüm .

Neyse Evde bir iki kostümü prova ettim , kostüm iyiydi ama şapka'yı hiç sevmedim. Şapka olmazsa çalışırım dedim.   Aylardan kasım ortası ve Sint Anakara'ya ayak basmış akabinde noel ve yeni yıl yani işlerin yoğun olduğu süreç, ayrıca bir kaç elemanın o departman ( afdeling ) den ayrılması ile yer açılmıştı. Benim mağaza müdürünü aramam söylendi. bende  benden yaşça küçük bir mağaza müdürü olan Erik'i aradım. çat pat Hollandacam ile benim için bir iş varmış orada dedim. evet dedi yarın şu saatte gel de iş görüşmesi ( werk sollicitatie ) yapalım dedi. Hay hay dedik gittik bu arada  ilk iş görüşmem, yani Türkiye'deki gibi seni sonra ararız vs gibi düşünüyorum Fakat bir işe çağırılınca ( Sorduğunuz sorular ve iş şartları ile ilgili siz istemeyebilirsiniz  yada sizin işi yapamayacağınız düşünülürse ki çok düşük ihtimal bu  )  aksi halde iş sizindir.  Neye Yarı ingilizce yarı Hollandaca iş görüşmemi yaptım. işi istediğimi söyledim, Türkiye'de yaptığım iş ile ilgili bu iş ile ilgili bağlantı yada olumsuzlukların ne olacağını ve birde  en önemlisi Hanım'ın ile beraber aynı iş yerinde çalışmanın senin hayatın ile ilgili olumsuzlukları olabilecek mi, bu bizim için önemli dediler. (  fakat tabiiki de 1 yıl sonunda kendi partneriniz ile aynı yerde çalışmanın  olumlu ve bir çok olumsuzlukları da var bunu başka bir blog'ta yazarım .  ) bende Tam tersi Kendi arabamız ile işe beraber gidip gelmemiz avantajlı olucak diye işin içinden çıktım , Senin bir sorun var mı dedi,  bende Şapka ( petje )  zorunlu mu ? diye sordum, -  o da  :  Şapka olmazsa olmaz dedi.  ( Alacağın olsun  Erik ) neyse bi iki gün sonra işi aldığımı 1 hafta sonra yoğun bir iş zamanında işe aralık 2018'de başladım. Kısaca önce 32 saat haftalık bir kontrat verdiler haftada 3.buçuk güne denk geliyordu benimde işimi görüyordu ama baktılar 1 ay sonra  ( Hollandacam kötü olsa bile ) diğerlerinden daha hızlıyım ( bölümdeki uzun saatli çalışan tek erkek ( kontratımı haftalık 40 saate çıkardılar. bu sayede maaşım da arttı yine haftada 4 tam gün çalışmaya başladım. Bu arada işi almadan iş yerinin online testlerinden Sertifika almanız gerekli idi, onlarında 1 tanesini hanım yardımı ile geçtim ( Testler Hollandaca ) diğer kısımları kendim limitli ( beperkt ) hollandacam ile kendim geçtim ve sertifikaları edindim. Bu testi geçmeden işe başlıyamıyorsunuz.

Kısaca iş ,  iş arkadaşları ve iş çevresinden bahsetmek istiyorum.

Çalıştığım mağaza bilinen bir supermarket'in bir şubesi. ( Jumbo ) Bölümüm  Bakerij diye tabir edilen Ekmek ve pasta kısmı.  Ekmekler ve çeşitlerin sadece  bir kaçını bilirken şimdi bir çok pasta, kek , kurabiye , ekmek vs hakkında  bir kaç kurs aldım ve bir sürü bilgi edindim. Çalıştığımız Supermarket  ' LA place ' adlı ünlü restoran/ food cafe eklentisi yaptığında açılış günü çalışıp pizza yaptım ( nerden nereye ) iş yerinde yaklaşık 250 tane eleman çalışıyor bunların yaklaşık 200 tanesi 15-18 yaşında öğrenci ve ucuza çalışıyorlar. diğer kalanlar haftaiçi 7-5  7-13 yada 13- 18 şiftlerinde çalışan sorumlu satış elemanları. 


Hollanda'da iş yerlerinde yeme içme sana ait. Daha önce yazmıştım. bu bana anormal geliyor çünkü Türkiye'de alışmıştık öğle yemekleri hatta yol paralarına. Çalıştığımız yerde kantinimiz ve ayda bir moral geceleri ( foodies avond ) şeklinde ps4 / bilardo / darts ve muhabbet şeklinde 18 yaş üstü 2 ücretsiz içki yada sınırsız alkolsuz içki, snoep ( abur cubur ) cips vs şeklinde veriliyor. 

Noellerde 24 saat üstü kontratları olanlara büyük noel paketi ( 50 euroluk erzak ) ve haftada 4-12 saat çalışan öğrencilere de 25 euro'luk Noel paketleri ( sadece noel'de ) veriliyor.

Kantinimizde hiç kullanmadığımız bir kütüphane, langırt vs var. yine mikro dalga fırın yada kendi departmanımızda bulunan bütün araç gereçler çalışanların kullanımına açık.  Ama herhangi bir indirim almıyoruz. Ayrıca Müşteriye sunulan tadımlıklar sadece müşteriler  için ( gerçi bir çok kuralı yıktım diyebilirim ) 

iş arkadaşları sadece iş arkadaşları . Bazen yıllık lunapark vs gezilerine gidiyorsunuz. Ama bunun dışında hep mesafelisiniz. kimse kimseye gidip gelmiyor. 

iş yerinde yenisin ve insanlar yardımcı olmaya çalışıyor. herhangi bir ırkçı olaya rastlamadım herkes size bir şeyler öğretmeye çalışıyor. işinize odaklanın gerisi kolay. dillerini konuştukça daha da mutlu oluyor. 

işte yenisiniz hata yapıyorsunuz kimse sizden onun ücretini vs hesabını sormuyor. daha dikkatlı olmanız tembih ediliyor. Biz yeni işe giren iş arkadaşlarımız yada öğrencileri sürekli adamsın yaparsın helal sana süper hızlıydın, daha da iyisin şeklinde sürekli motive ediyoruz işin aslına gelirseniz bunlardan bir çoğunun çalışma ile alakası yok ama mantalite olarak herkes bir değer ve kazanmaya çalışılıyor.

iş ile tek sorun işin gereği bir whatsapp grubu maalesef , çöpe giden israflar sizin ile paylaşılıyor ve çalıştığınız yerde biri hasta başkası benim adıma çalışsın diye paylaşımlar yada yeni bir ürünün pişirme detayları yada yapılan hataların resim ve paylaşımları işin en kötü yanı bu da bir nevi mobbing sayılabilir ama grubu sessize alıp yüzeysel bakıp geçebilirsiniz.

1 yılı kısaca anlatıcağımm biliyorum ama  en önemli kısımlar bunlardı. iş seçmeyip, bir işiniz olunca gerisi geliyor , aksi halde Hollanda'da berbat bir kış havası ile evde durmak kesinlikle çekilemez bir durum olur. Hava soğuk, yağmurlu ve fırtınalı olabilir. 


Hollanda'da gerekli olan sigortamı yaptırdım  ( 90 ile 160 euro arası aylık  bir ödeme) buda  tabiiki tabiri caiz ise ' ateş pahası '  ve daha önce hem benim ve hem tüm expat'ların da dediği gibi Dünyadaki en kötü sağlık sistemine şahit oldum.

bu 1 yıl içinde  limitli bir bütçe ile bir Avrupa (  Lizbon ) 2 kez Türkiye'ye ( ilki  9 gün diğeri 22 gün ) tatile çıkabildik.

6 ay çalıştığım için tatil param  yarım maaş ikramiye hakkı kazanmayı bilmek mutlu etti.

Hollanda'da ehliyetim 6 ay sınırlı olduğu için ehliyet kursuna yazıldım. Bu ehliyeti edinmek 1500 - 2200 euro arası tutabilir. tabi bu kişiden kişiye şöför ve ezber kabiliyetinize göre değişir.

Hollanda da 3. kezde olsa teori sınavını ingilizce olarak geçtim ve akabinde Toets denilen ara pratik sınavı yani gerçek sürüş sınavı öncesi  bazı şeylerden muaf olmak için girilen sınav (  park etmek, kavşakta geri geri sürmek gibi ) ve eksikleriniz  ve doğrularınız sınavı yapan kişi tarafından size iletiliyor.

Hollanda veya Hollandalılar hakkında  Farklı bir kültür , dil, Yeme içme adetleri. kendi gözlemlerim ve çevrem ile alakalı olarak;

- Hollandalılar ağır yemekleri sadece akşam yerler. Sabah Belki kahvaltı bile yapmazlar, Öğlen peynir ekmek yada salata yada Atıştırmalık olarak kruvasan / pistolet / kipsate, frikandel  yada sosisli ekmek yerler.

- Hollandalılar, komşun yada iş arkadaşların daima mesafeliler. Bizdeki gibi birden bire kaynaşma yada mahalleye yeni taşınan kişiye ev hediyesi alarak gitmek vs yok.

- Hollanda demek plan yapmak demek, Herşey önceden planlanır bu yüzden herkesin bir ajanda'sı vardır. ( benimkini marifetmiş gibi değil ama hanım tutuyor , burada bendeniz sırıtmalar gülmeler )

-Hollandalıları çok apolitik buluyorum. Seçime pek gitmezler en son  2017 genel seçim katılım oranı ise %80 imiş. Türkiye'den bundan daha fazla ama Hollandılar nerdeyse hiç Politika konuşmaya çalışmazlar ( belki ara sıra  D. Trump ile ilgili espri yapılır )

- Hollandalıların çok azı Din , inanç  gibi işlerle uğraşıyor.

-Hollandalılar gönüllü  olarak yapılan işleri seviyorlar.

-Hollandaca konuşurken araya bir sürü plaza dili gibi ingilizce kelimeler veya cevaplar girebiliyor.

-Hollanda bir vergi cenneti.. örnek X  aracın Hollanda vergisi ve sigortası Almanya'da çok daha da ucuz ve avantajlı. Hollanda sizi  minik ekonomik bir aracı kullanmaya sürüklüyor diyebilirim.

- Hollanda pahalı bir ülke ( nokta net)  ! ( Bira ve Alkolün ucuz olması burayı ucuz yapmıyor )

- Hollanda'da genelde bedava olan şey  oksijen'dir diyebilirim :)  Neredeyse her şey'in bir bedeli  ve karşılığı vardır. 

-Hollanda'da enflasyon var , daha dün geçen yıla göre çikolatanın  %5 , oyuncakların ( speelgoed ) % 3  daha zamlandığı söylendi. Hollanda'ya geldiğim ilk yıldan beri aşırı zamlandı. özellikle 2019 başında daha da pahalandı.

-Hollanda'da posta göndermek de pahalı. Bir keresinde pul ekleyip posta kutusu vasıtası ile posta yolladım. Evime kağıt geldi. posta pulu yetersizmiş benden ekstra 8 euro daha istediler. Hatta Senin işin görülsün diye biz zaten yolladık sende bize bu parayı bi zahmet öde dediler. o kadar tutacağını bilsem yollamazdım belki diye düşünmüyorlar. Yine Post.nl rezalet bir şirket. bazen bir ucundan bir ucuna 2-3 saatte gidilen ülkede 1  haftada kargo varmıyor. Bir telefon siparişim 2 hafta elime geçmediğinden iptal ettirmiştim Hele Noel zamanı daha da yavaşlar.  en dandik ufak yurtiçi kargo 7-8 euro gönderme tutuyor. o yüzden Beni evde bulamayan Türkiye'deki tüm kargoculardan af diliyorum. ( ho ho ho ) 

Hollanda'da tikkie gibi uygulamalar ile dakikasında ücretsiz para transferi yapabilirsiniz ( reklam değildir ) Bir çok kişi kullanıyor.

Hollanda'da çalıştığınız yerdeki extra mesaileriniz size tatil olarak döner yada parasını almak isterseniz o paranın yaklaşık %60'ını devlete vergi olarak ödemeniz gerekir. Zaten patronunuz'da size para ödemek istemez. Sizi yoğun olmayan dönemlerde tatile yollarlar sizde yine konuşulan maaşı ay sonu alırsınız ( ücretli izin gibi )

Hollandalılar genelde tatili ülkelerinde tatil kamplarında yaparlar. Arabaların arkalarında çekici ( treekhak ) ve bisiklet tutucular yada üst kargo taşıma aparatı ( top carrier )  çokça görülür. Bu kamplarda her türlü ambiyans, karavanlar, eğlenceler olur.  bir kısmı da daha sıcak diyarlara tatile giderler.

Hollandalılar futbol aşığı. Her nekadar ufak bir ülke olsalarda Avrupa'nın Brezilyası gibidir. her köy'ün bir kulubü ve sahası ve en dandik kulubün bile senelik ( 40 -50 bin euro gelir sağlayan sponsorları ) olabilmektedir.  Yine amatör kulüplerde bile canlı olarak bir yakınınızın maçını ( Voetbal.nl ) izleyebilirsiniz. Sistem yeni olsa da işe yarıyor.

Hollandalılar gariptir sıcak olduğu için ekmeği almak istemezler. Bir çok hollandalı sıcak ekmek bıçak ile kesilmez diye satın almıyor. Diğer yandan doğu'dan gelmiş doğu avrupa ve asya'dan gelen insanlar sıcak ekmek / baget vs var mı diye soruyor ( bunu kendi deneyimlerim ile gözlemledim diyebilirim )

Hollandalıların evlerinde hep bir Gurme Seti vardır. küçük masa üstü ızgaralar kurulur  ve  bunun üstünde atıştırma şeklinde yapılır ve yenir yine bu ızgaralar için özel minik etler satış yapılır.

Hollandalılar abur cubur ve şekerli kurabiye vs çok seviyorlar.

Hollandalılar parti ve eğlence insanı. Gençleri Tekno müziği çok seviyorlar ve  her yaştan insan  ( nederlandstalig ) dedikleri “  The Toppers “ tarzı şarkıcıları dinleyip eğleniyorlar. 

Daha önce de dediğim gibi Hollanda'da bankada işlem yapmak da ilginç. Ayak üstü banko değilde kilitli odalara girip orda sizi ağırlıyorlar. Yine görevli kendini tanıtıp birşeyler içer misiniz diye soruyor. içersenizde kendi hazırlayıp ( sıfır EGo.... ) size sunuyor sonra bankacılık işleminizi gerçekleştiriyor.

Hollandalılar Tüm yaz aylarını Barbekü yaparak geçiriyorlar . Barbekü olmazsa olmaz ! 

Hanım hollandalı, sözüm meclisden dışarı ama Hollandalıları güzel bulmuyorum ( Bazı Melez'leri ve çok nadir hatunları güzel görünüyor )

Hollanda TV'lerinde genelde hep aynı tipler görünüyor. Aynı abla 3-4 yarışmayı sunabiliyor. Genelde aynı tipler reklamlarda. Bizdeki gibi Youtube veya sosyal medya'dan ünlenen biri reklama pek çıkmayabiliyor.

Herkesin bildiği gibi Hollanda'da bisiklet demek Altın demektir. Yani Bisikletlilerin hakkı çok fazla. Bu saraç sürücüleri için çekilmez oluyor ( yeni sürücü adayı olduğum için )

Hollanda etrafı minik dere ve ırmaklar ile kaplı olduğu için her yerde açılır kapanır köprüler var. yazın yine trafikte bu köprülere takılmak çekilmez oluyor. bu arada hollandalılar bu pis derelerde yüzüp, balıkta tutuyorlar.

Hollanda'da park yapmak aşırı pahalı. çok nadir  lokal Alışveriş merkezlerinde ucuz yada ilk 2 saat ücretsiz park edebiliyorsunuz.

Hollandalılar çok çalışmıyorlar. Genelde iş arkadaşlarım haftada 2 buçuk, 3 yada max 4 gün çalışıyorlar. Fakat iş temposu özellikle emek yoğun olanlarda Türkiye'den çok daha fazla ve yorucu. 


Bıktınız biliyorum ama son bir kaç cümle daha ekleyip blogu sonlandıracağım.

Hollandalılarda mevki  gibi şeylere takılmıyorlar. Bir gün Genel müdür'ü  çöp tenekesi dışarı çıkarırken görüyorum bir gün market arabası topluyor. Yine Patron gelip işe bi el atar gerekirse.  hem patron'a hem genel müdüre sadece ismi ile seslenirsiniz. 

Hollanda'da Türkler birbirlerine çok mesafeliler. Bunu pek  anlıyamadım. 


Hollanda'da doktora yada sağlık ocağına telefon etmeden gidemezsiniz. Bi randevu alıp gitmeniz gerekir.
Hollandalılar şey der, birine bir şey olursa ambulansı çağırma, çünkü bu ona sene sonu 1000-2000 euro olarak geri dönebilir. Hollanda'da acil servis'e başım dişim diye direkt gidemezsin. Yine telefon ile aramalı belli soruları cevaplamalı ve izin çıkarsa  yani gerekli görülürse gidersin. 

Hollandalılar kahvesiz yaşıyamazlar. Hollanda demek kahve demektir. çay da içilir ama genelde meyveli yada early grey ingiliz çayıdır bu. yine çay yanında sürekli tarçınlı yada normal bir kurabiye gibi şeyler olmalıdır.

Hollandalılar her türlü hava kombinasyonunda ( Fırtına, Yağmur , Soğuk  ) ve bunların hepsinde bile bisiklet'e biniyorlar. Bunlar için özel kıyafetleri de var ama onları bu konuda çılgın , budala ve deli buluyorum. ( Şu çılgın Hollandalılar şekil a , şekil b , şekil c  )

Hollanda'da bir iş yaptırmak isterseniz örnek yeni bir  mutfak size tarih verirler. Atıyorum Türkiye'de x yapı markette size 2-3 hafta teslim süresi verirler ama burda o süre 3-6 ayı bulabilir.

Hollanda'da 2. el değeri çok az.  ikinci el sitelerinde hatta facebook marketplace'de ücretsiz şeyler de edinebilirsiniz yada sembolik ücretler ile.

Hollanda'da indirim olursa indirim olur yani bir elektronik ürünü piyasanın 30% 40% daha ucuzuna edinebilirsiniz.

Yazmadım ama Hollanda'ya ilk geldiğimde yaptığım bi,r şey idi,  Telefon abonelik edinmek :  Bu abonelik için  Maaş bordro fotom ve kimlik fotom bile alındı ( çok ünlü bir elektronik market ) 

Maalesef bir kez de Hollanda'da Cenaze törenine katıldım. Hollanda'da bir cenaze bir iki gün sürmez. birinin gömülmesi yada yakılması ( krematoryum'a gitmesi)  zaman alır.  Cenaze öncesi Motivaryum adı verilen salonlarda sevenler ağırlanır ve taziye verilir. taziye de  çay- kahve ve kurabiyeler dağıtılır. Makdül ise ayrı  bir karanlık ve bol çelenkli odada camekanlı bir tabut'tadır ve görmek ve vedalaşmak isteyenler orda son olarak görebilir. için

Cenaze yakılmayacak yani cenaze gömülücükse her 10 yılda  bir yer ( mezar ) kirası ödemelidir ( mirasçıları tarafından ) eğer ödemezseniz sie tarih verirler ve ordaki mezarı çıkarmanızı yada biz atarız derler Bu bahsettiğim . mezarı da  mefta 2 ayrı ceset ile beraber paylaşır. ( 3 katlı mezar )  Genelde insanlar o yüzden yakılıp külleri alınır bir vazoya konur yada mezarlıkta bir boş çim üzerine küllerini döktürür. Müslüman ve diğer kişilerin mezarlıkları ayrılmıyor. aynı mezarlıkta başka bir bölümdedirler. Çocuk mezarlıkları da ayrı bir bölümde olabilir. Cenazeye vedayı aynı bizde Sanatçı Cenazesi gibi , Aile üye ve en sevenlerin konuşmaları ve merhum'un sevdiği şarkılar ile anıp ağlaşıyorlar.

 Yine son olarak Mezarlıkları süslemeyi çok seviyorlar.  Yine mezar taşı yaptırma vs için zamanla beklemelililer. çünkü bu işi yapan  çok az kişi var  ve mezarlarını 6-12 ay sonrasına teslim alırlar. Bir ek olarak  bir yakınınız acilde ise size yatmalık oda da veriyorlar. Yine Allah korusun bir yakın kaybederseniz de size Taziye odası tahsis ediyorlar. Tüm sevenler o taziye odasında buluşuyor , orda ağırlanıyorlar. 



Gerçekten  bu kadar soğuk bir konu ile bitirdiğim için üzgünüm. Yazacak çok şey ver belki de bu  yazdığım Yıllık blog'tan sonra ufak ufak , haftalık yada 15 günlük bloglar ile devam etmek istiyorum. Youtube ile eşleştirme yapacaktım ama iyi bir video çekicisi olmadığıma ve diksiyonumun da çok iyi bulmadığımı düşünüyorum. Ayrıca Türkçe - ingilizce- Hollandaca sonrası Türkçe'm  çok bozulduğunu düşünüyorum.

Bu blog'ta hatalı olduğumu düşünen olursa çekinmeden yazabilir. Yazdıklarım bilumum youtuberler , Amsterdam yada Hollanda'daki expat'lar tarafından da konfirme edilmiştir. Her nekadar genellemeler çok yer vermeyeceğim desem de  bu blogta Kendi deneyimlerimi mi ve genellemeleri de ekledim.


An itibari  ( ay  itibari ) ile Soğuk ve gri olan fakat Sinter Klaas'ın ispanya'dan gelmesi ile de hafif ısınan ve daha neşeli gözüken Hollanda'dan Selam ve Sevgiler. Sabrınıza da  minnettarım.


Saygılarımla

Andaç.








Not : Kullanılan resimler telif hakkına sahip olabilir© 







Yorumlar